Pazartesi
Bu sabah da senin yüzünle doğdu güneş
Perdelerden sızan ışık dünün hatırasıydı
Sigaramın ucundaki ateşse
Gönlümün seni görme ihtirasıydı
İçimdeki umut, yüzümdeki tebessüm
Bahçede uçuşan serçelerin iftirasıydı
Salı
Yine uzun bir geceden yokluğuna uyandım
Elimdeki gazetede bütün yazılar senden bahsediyor
Yüreğimde yangınlardan manşetler var
Kelime kelime bütün sızılar senden bahsediyor
Bir arkeolog gibi her taşın altına bakıyorum
İçimde derinleşen bütün kazılar senden bahsediyor
Çarşamba
Bugün kahvaltıda fark ettim
Zeytin tabağından gözlerin bakıyor
Ne zaman aklımdan geçsen
Bedenimden lavlar akıyor
Öyle alışmışım seni düşünüp yanmaya
Her akşam içimden külhanlarca kül çıkıyor
Perşembe
Sabahın semaverinde kaynıyor yine
Hasretini demleyeceğim sular
Kapım çalınıyor acı acı
Açıyorum: karşımda vehimler, korkular
Ama merak etme, üzülme sen
Vazgeçmiyor senden, bendeki duygular
Cuma
Asla alışamayacağım biliyorum
Sensiz gelen sabahlara
Gün içinde geçit yapan şu
Kederlere, gamlara, ahlara, eyvahlara
Yine küfredeceğim sensizliğime
Yine batacağım günahlara
Cumartesi
Hafta sonunun ilk sabahı
İnsanlar geç uyanıyor, sokaklar ıssız
Benim yüreğimse daha tenha
Gönül yurdumda topraklar ıssız
Bir sonbahar ağacı gibiyim
Dallarımı çırpmış rüzgar, yapraklar ıssız
Pazar
Sabah sabah klakson sesleri, bu ne acele?
Taksiler bir düğün konvoyunda
Yıllardır seni götürürler her pazar günü
Beni bırakıp hasretin koynunda
Her güne bir hicran sığar
Her günüm kederle geçer senin boyunda
Great content! Super high-quality! Keep it up! 🙂